#

Bir Muştudur Bayram Kudüs’te

Esra Betül Korkut[1]

Kudüs’te Ramazan bir başkadır. Geleceğini haftalar öncesinden haber verir. Bu müjde esarete zorlanan insanlara, mekânlara hayat verir. Yıl boyunca çekilen sıkıntılar yerini bereketli ayın heyecanını iple çekmeye bırakır. Her ne kadar bu şehirde Müslümanlar için zulüm sıklıkla kendini hatırlatsa da hiçbir şey Ramazan’ı gölgede bırakamaz.

Kudüs’te Ramazan bir başkadır. Geleceğini haftalar öncesinden haber verir. Bu müjde esarete zorlanan insanlara, mekânlara hayat verir. Yıl boyunca çekilen sıkıntılar yerini bereketli ayın heyecanını iple çekmeye bırakır. Her ne kadar bu şehirde Müslümanlar için zulüm sıklıkla kendini hatırlatsa da hiçbir şey Ramazan’ı gölgede bırakamaz.

Evvela Şam Kapısı’ndan başlamak üzere Mescid-i Aksa’ya çıkan yollar temizlenir; evler, mescitler süslenir; sokaklar kandillerle aydınlatılır. Kudüs Eski Şehir, yediden yetmişe her Müslümanın emeği, sohbeti, duası, neşesi, neşidleri ve direnişiyle sesini her zamankinden daha gür duyurur.

Ramazan en çok Kudüs’e yakışır. Zira yıl boyu Fecrü’l Azim[2]’e şahitlik eden cuma günleri, hicri yılbaşı ve kandilleri bayram havasında yaşayan Mescid-i Aksa Ramazan’da ona kavuşmak için gün sayanlara rahmet ve bereket kapılarını açar. Sahurda kurulan bereketli sofraları, murabıtların ikram ettiği iftarları, ilim halkaları, dinlenmek isteyenler için gölgesini mahrum etmeyen ağaçları, hatta mutlulukları çoğaltmaya mahal olan kutlamaları ve Müslümanların daimi buluşmalarıyla burası yaşayan bir mescittir.

Yaşayan ve yaşatan Kudüs’e yol açık değildir her zaman. İşgalcilerin Ayrım Duvarları ile bölüp yutmaya çalıştığı Kudüs’e, Batı Şeria’dan gelmeye niyetlenen Müslümanları yaş engeli, izin belgesi, saat ve ulaşım kısıtlamaları ve meşakkatli sınır geçişleri beklemektedir. Bunca zorluğa rağmen Kudüs’e çok yakın olduğu halde ömürlerinde ilk defa buraya gelebilen insanlar vardır. Bu zamanlarda, başka ülkelerden gelen ziyaretçilerin Mescid-i Aksa’da ev sahipliği yapması çok muhtemeldir. Hissedilen bu burukluk çok uzun sürmez; zira bu ziyaret bir ömre bedeldir.

Selahaddin-i Eyyubi, ismini kafile öncüsünün taşıdığı bayraktan alan Beyarık Seferleri’ni, Kudüs’ü haçlılardan geri aldıktan sonra hayata geçirmiş ve on binlerce Müslümanı İslam Coğrafyasının her bölgesinden Mescid-i Aksa’da toplamıştır. Bu seferlerle Mescid-i Aksa’nın ne denli sahiplenildiği ve güçlü olduğunu unutmayan Filistinliler bugün yasaklansa dahi seferlerinden vazgeçmemektedir. 48 toprakları, Batı Şeria ve Kudüs ahalisi Ramazan’da birbirine kavuşur. Öyle ki Makdisliler onlara evlerini açar, sofralarını paylaşır, yoldaşlık ederler. Hayatlarını Aksa’ya adayanlar burayı Yahudi baskınlarından, işgalcilerin saldırılarından korumak için nöbette durur, itikâflarına burada girerler.

Yıl boyunca sayısız ziyaretçisi olan Mescid-i Aksa’nın Ramazan’da yüzü ayrıca güler. Dünyanın farklı yerlerinden gelen, Eski Şehrin sokaklarını dolduran Müslümanların vakur duruşu, Kudüs’ün sakinlerine, esnafına, çocuklarına,  unutulmaya yüz tutmuş eserlerine, evlerine, taşına toprağına hayat verir. Geçtikleri yerlerde izlerini bırakan bu güzel insanları namaz vaktinin yaklaşmasıyla Silsile Kubbesi’nde kurulan sohbet halkasından, Kadim Mescid Kütüphanesi’nde okunan kitaplardan, ağaç altlarında dalınan hür hülyalardan, iftar sonrası naneli çay için sözleşilen Kattanin Çarşısı’ndan, mukabele okunan Babürrahme’den saflara yönelten tatlı bir heyecan sarar, onları topyekûn kıyama kaldırır.

Hazırlıkları, eda edilişi, huzuru, bereketi ve rahmetiyle Ramazan en güzel Kudüs’te yaşanırken Kudüs’e de en çok bayram yakışır. Vazifesini tamama erdirmenin huzuruyla bayrama hazır olan Müslümanlar, özel kıyafetler giyinir, kokular sürünür, ellerinde ikramlarıyla Mescid-i Aksa’ya gelir. Bu koca alanı tamamen dolduran cemaatle kılınan bayram namazının ardından yapılan toplu dualar, revaklara asılan dalgalanmaya hasret bayraklar, atılmasıyla dosta güven düşmana korku veren sloganlar ve yeniden dirilten marşlarıyla yeşeren ümitler bereketin merkezinden tüm coğrafyaya yayılır.

Bayram havası dolu dolu yaşanıyor, insanlar birbirleri ile bayramlaşıyorken, zalimliğinden ödün vermeyen işgalcilerin ansızın sis, ses bombaları, plastik mermiler ve yaralayıcı darbeleriyle bu mutluluğa gölge düşürmek için yaptıkları saldırılarla dakikalar içerisinde çekilen bayram fotoğrafları yerini içimizi sızlatan görüntülere bırakır. Mescidi talan eden, kapılarını kıran, tarihi dokusunu tahrif eden, insanlarında yaralar açan bu saldırılar aslında her bayram yaşanır bu topraklarda, çok zarar verir, çok gözyaşı akıtır ancak bayram havasını Müslümanlar için direniş havasına da çevirir. Öyle ki, saldırıları, baskınları var gücüyle geri püskürten imanlı yürekler, hemen etrafı toparlamaya, temizlemeye, yaraları sarmaya başlar. Yine dakikalar içerisinde huzuru tesis eder bu güzel pak beldede. Tam bu noktada 2021 28 Ramazan’ında yaşananları unutmamak gerekir: Mescidi hınca hınç dolduran Müslümanların, büyük planlarla Aksa’ya baskın yapmak isteyen Yahudileri engellemek için hayatlarını ortaya koymalarıyla başlayan direniş topyekûn bütün Filistin’i sararak tarihe geçen bir zafere dönüşmüştür. Bu süreçte, durumuna ümitsiz bakılan, eli kolu bağlanmış olduğu düşünülen Gazze hem 48 topraklarındaki Filistinlilere hem Kudüs’e hem de burayı kalbinde taşıyan insanlara aldırdığı nefesle özgürlük muştusunu hatırlatmıştır. İşte bayram bu muştuyu taşıyabilenlerindir.

Yapmazsan Eksik Kalır

İZLE

07.05.2021 Mescid-i Aksa Baskını ve 28 Ramazan

OKU

https://kudustebugun.medium.com/

TAKİBE AL

https://linktr.ee/KudusteBugun


[1] Kadıköy AİHL mezunu. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Arapça Mütercim Tercümanlık öğrencisi. @kudustebugun içerik üreticisi.

[2] Fecrü’l Azim Hareketi, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı Müslümanların gündeminde tutmak için Filistin’de başlatılan kitlesel sabah namazı buluşmalarıdır. Bu Harekete farklı ülkelerden de destek gelmektedir.