#

ÇEKİŞMELER ve SALTANAT KAVGALARIMIZ ARASINDAKİ YAŞAMIMIZ

Çağlar açıp çağlar kapatan Fatih’in torunları olarak, Viyana önlerine kadar atını süren Kanuni’nin evlatları olarak artık fetihleri de unuttuk Fatihleri de. Kısır döngülü bir hayat yaşayarak ömür sürüyoruz. Sabah kalkıyoruz ve bugün ülkenin neresini kurtarsak diye uzun uzun düşünüyoruz. Hep kötülükleri kurutmak için çabalıyor ama hiç iyiliklerimizi artırmıyoruz. Hep başkalarının kabahatlerini sayıyor ama çözüm odaklı cümleler kuramıyoruz. Sigara içme yaşının ilkokullara düşmesinden veya kız arkadaşı edinme yaşının çocuk yaşlara gerilemesinden daha fazla beni ürküten; çocukların bile siyaset konuşması, dışarı çıkıp oyun oynayamamaları, Japon kaleyi bilmemeleri, misketleri tanımamaları, gazoz kapağı biriktirmemeleri, futbolcuların adlarını ezberledikleri hâlde futbol oynamaktan bihaber olmaları, artık arabaların altına toplarının sıkışmaması, cam kırıldığında, erik, incir, nar gibi envaiçeşit meyve hırsızlığı yaptıktan sonra sahibinden nasıl kaçılacağına dair stratejik bir planlarının olmaması beni ürkütüyor.

Korkuyorum, sobayı görünce onu sandalye sanacak çocukların olmasından. Korkuyorum, resmi sadece tuvale yapılacak bir sanat zannedeceklerinden. Korkuyorum, televizyona evlatlık verilmelerinden. Korkuyorum, bir sabah kalktığımızda çocuklarımızın iyice sanal hâle gelmesinden.

Ürkütmüyor mu sizleri de sabahtan akşama siyasi, futbol üzerine konuşmalar? Bir şey üretemeyen gençlerimiz, “Bir tur da ben atayım.” deyip paylaşmayı teşvik etmeyen bir neslimizin olmaması, roman okumayan, hayal kuramayan gençlerimiz olması normal mi? Hep aynı şeyler üzerine kurulan medyatik dil normal mi yani? Farklı bir ses gelsin, farklı biri gelsin ve haykırsın artık gerçekleri, bu sokağın çıkmaz sokak olduğunu söylesin ve gitsin.

  • Artık aynaya bakıp gerçeği itiraf edelim düzeltilmesi gereken yegâne varlık biziz arkadaş. Dört ortalı metot defterin arkasından başlayarak sağdan sola ters bir şekilde “Adam olmalıyım!” şeklinde yazıp defteri doldurmadıkça konuşmama sözü verelim kendimize. Deneyim belki oluruz. Anlaşmalı kırtasiyelerden defterlerinizi temin edebilirsiniz. Bir alana yazılmış bir örnek verilecektir. Başvurularımızı aynanın karşısında alıyoruz.
  • Orijinal bir fikriniz yoksa, yeni bir kitap yazmayacaksanız, herhangi bir kitabı açtığınızda oradaki resimlere bıyık ve sakal yapmayacaksanız, esprilerinizi belden yukarı çıkaramayacaksanız, her duyduğunuzu aktarıp bütün yalanlara ortak olacaksanız, seçim, oy, futbol, miting, bütün konuşmalarınızı işgal ediyorsa, pantolonunuzu kıvırıp dereye girmeyecekseniz, namaz kılan birine tarafını soracaksanız, sizin haklı ama diğerleri yanlış olduğunu düşünüyorsanız, kısa filmleri seyretmiyorsanız, “Bir reklam da ben çekeyim demiyorsanız.” karanlıkta saatlerce oturmak sizi sıkıyorsa, sanal ortamda 5000 ekli kişiniz olmasına rağmen gün boyunca 5 kişiyle 5 dakika muhabbet edemiyorsanız yeni açtığımız uçurumun yol tarifini benden alabilirsiniz! Uygun fiyatlarla uygun atlayışlarımız mevcuttur! Ayrıca cenaze işlemleri şirketimiz tarafından yürütülecektir! Cenaze namazı için gerekli kalabalık toplanması sağlanacak ve mezarın başında ağlayacak adamlar itina ile seçilecektir! Eğer definden sonra yağmur yağmazsa fıskiye ile hormonlu yağmur yapılmak suretiyle rahmetin sizden uzak olmadığı vurgulanacaktır!

Eskiye dair özlemlerimizi sürekli dile getirmemize rağmen “İlerlemeliyiz, daha ileri gitmeliyiz.” diye kıvranmamız niye? İleri, daha ileri zıkkım var sanki. 1400 yıl öncesine dönene kadar mücadeleye devam.

FATİH SULTAN SEMİZ