#

Her Şey Nasıl Düzelir?

Size başımdan geçen bir olayı anlatacağım:

 Henüz yeni evlenmiştim. Başımızda bir sürü bela vardı. Öylesine bıkkındım ki her şeyi sonlandırmaya karar verdim. Bir sabah şafak sökmeden, yanıma bir ip alıp arabama atladım. Kendimi öldürmeyi kafama koymuştum. Dut ağaçlarıyla dolu bir bahçeye vardım. Orada durdum, hava hâlâ karanlıktı. İpi bir ağaca doğru fırlattım ama tutturamadım. Bir kere, iki kere denedim ama kâr ettiremedim. Ardından ağaca çıktım ve ipi sımsıkı düğümledim. Sonra elimin altında yumuşak bir şeyler hissettim:

Dutlar… Lezzetli, tatlı dutlar…

Birini yedim, taze ve suluydu. Ardından bir ikincisini ve üçüncüsünü… Birdenbire güneşin dağların ardından yükseldiğinin farkına vardım. Ama ne güneş!  Ne manzara! Ne bahçeydi ama! Birdenbire okula giden çocukların seslerini duydum. Bana bakmak için durdular. Ağacı sallamamı istediler. Dutlar dallarından yere döküldü. Çocuklar yerken kendimi çok mutlu hissettim. Eve götürmek için biraz dut topladım. Karım hâlâ uyuyordu. Uyandığı zaman o da dutlardan yedi. Çok hoşuma gitti. Kendimi öldürmek için evden ayrılmıştım. Dutlarla geri geldim.

Bir dut hayatımı kurtardı.

Sadece bir dut, hayatımı kurtardı.

***

Her şey düzeldi mi peki?

***

Hayır, her şey düzelmedi ama ben değiştim.

Böyle olunca elbet her şey değişmeye başladı.

Kirazın Tadı (Taste of Cherry/Ta’m e guilass) (1997) filminden…