#

Cami’a/ Yahya Efendi Külliyesi

Enise Özüdoğru[1]

Bugün Boğaz’ın dört manevi hamisinden biri olarak bilinen Beşiktaşlı Yahya Efendi’nin külliyesine misafiriz. Külliyenin girişi Küçük Mecidiye Camii’nin hemen üst tarafında yer alıyor. Yıldız Parkı’nın huzur veren kuş seslerine komşu, bir yanı İstanbul Boğazı’nın serin sularına diğer yanı Yıldız Parkı’nın bol oksijenli ve yemyeşil doğasına bakan, şehrin içinde ama gürültüsünden sıyrılmış sakin bir külliye.

Burası çoğu kişinin dergâh olarak bildiği aslında içinde kütüphane, camii, hamam, çeşme gibi bir külliyede bulunması gereken pek çok yapıyı içinde barındıran küçük bir külliye. Konumu itibariyle İstanbul’un en güzel manzaralarından birine sahip külliyenin yapımı 16. yüzyılda tamamlanmış. İnşa sürecinin, Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi olan Yahya Efendi’nin uzun seneler çeşitli medreselerde müderris olarak çalışmasının ardından emekliliğe ayrılmasıyla başlandığı, hatta bizzat kendisinin de çalıştığı söylenmektedir. Bu emeklilik, Yahya Efendi’nin 5 yüzyıl sonra dahi Denizcilerin Piri şeklinde anılmasına vesile olmuş. Pek çok rivayete konu olan Yahya Efendi hakkında en meşhur rivayetlerden biri fırtınada mahsur kalan Hristiyan bir denizci ile arasında geçen bir olaya dayanıyor. Denizci kuvvetli bir fırtınan ortasında alabora olmak üzereyken Yahya Efendi’den yardım istiyor. Ve fırtınanın dinmesi üzerine elinde bir küp şarapla dergâha geliyor. Yahya Efendi besmeleyle elini küpe sürünce küpün içinden nar suyu dökülüyor. Bu kerameti gören Hristiyan denizci müslüman olarak Ali adını alıyor. Ömrünü Yahya Efendi’ye hizmete adıyor. Ölümünden sonra da Yahya efendinin ayak ucuna defnediliyor. Külliyeyi ziyaret ettiğinizde onun da sandukasını görebilirsiniz.

Küçük Mecidiye Camii’nin hemen sağ yanındaki taşlı bir yokuşu tırmanarak vardığımız külliyede, tam karşıda cümle kapısının yanı başında bugün çocuk kütüphanesi ve etkinlik merkezi olan bölüm bulunuyor. Sola döndüğümüzde de ufak bir yokuşun sonunda külliyenin diğer bölümleriyle karşılaşıyoruz. Girişte kapının hemen solundaki yapı geçmişte müştemilat olarak inşa edilmiş bugün ise kapıcıbaşı odası olarak kullanılıyor. Biraz daha ilerlediğimizde ise camii girişinden hemen önce sağ ve sol yanda genişçe iki hazire yer alıyor. Haziresinde Osmanlı hanedanından değerli isimlerin yer aldığını görmek mümkün. Ayrıca İstanbul’da bilinen iki duvaklı mezar taşından biri de yine bu hazirede yer alıyor. Genç yaşta evlenmeden ölen genç bir kız için yapılan bu mezar taşı bir medeniyetin salt bir mezar taşına bile nasıl bir sanat ve bir mana yüklediğini gösteriyor.

Hazirelerin ortasındaki yoldan yürüdüğünüzde karşınıza çıkan giriş kapısı ise eskiden tevhidhane şimdi ise camii olarak kullanılan bölümün giriş kapısı. İçeri adım attığınızda sağ kolunuzun üzerinde Yahya Efendi ve müritlerinin kabirleri sizi karşılıyor. Bu kısımlar bir camiden çok türbe gibi bir havaya sahip. Asıl namaz kılınan cami ve tevhidhane bölümü ise iç tarafta kalıyor. Kıble yönünün boğazın masmavi sularına bakıyor olması da buranın atmosferini eşsiz kılan unsurlardan biri. Klasik bir cami mimarisinden çok bir ev gibi çeşitli odalardan oluşan yapı içerisindeki odalardan bir tanesinde de II. Osman dönemi Sadrazamlarından Güzelce Ali Paşa’nın türbesi yer alıyor. Ali Paşa bu külliyeye emeği geçen önemli isimlerden biri. Cami bölümünü ziyareti bitirdikten sonra çıkışta sağ kolunuzun üzerinde bir çeşme yer alıyor. Çeşmenin sağındaki yolu takip ettiğinizde yol sizi restore edilmiş olan diğer odalara götürüyor. Hamam olarak inşa edilmiş olan yapı da bu yolun sonunda yer alıyor.

Külliyenin arazisine bakıldığında aslında oldukça geniş bir alanı kapladığını görülüyor. Külliye, mescit, medrese, hamam, çeşme ve müştemilatlardan teşekkül etmiş olup dönem dönem üzerine yeni eklemelerin de yapılmasıyla son şeklini almış. Yapımının ardından birden fazla kez bakım ve onarımdan geçen külliyenin 2011-2013 yılları arasında yapılan son restorasyon ve düzenlemelerle birlikte bugün içerisinde yer alan binalarından biri gençlik merkezi bir diğeri ise çocuk kütüphanesi ve etkinlik merkezi olarak ihya edilmiş. Beşiktaş Müftülüğü ’ne bağlı bir cami olarak hizmet veren bu gözde yapı klasik camilerin dışında birçok etkinliğin yapıldığı bir merkez olarak devam etmekte. Camii’nin imam hatibi Bekir Çetintaş Hoca aynı zamanda hattat. Onun sanatkârane dokunuş ve ilmiyle şekillenen programlar sayesinde Yahya Efendi Camii haftanın belirli günlerinde sohbetler, kuran öğretme faaliyetleri, gençler ve çocuklar için çeşitli etkinliklerle oldukça canlı bir yer.

Konum:

Yahya Efendi Külliyesi Adresi

https://goo.gl/maps/gja4uf6okhr2Lyiw5

Bakmadan Geçme:

Yahya Efendi Camii Çocuk Kütüphanesi ve Etkinlik Merkezi Atölyelerine Bakabilirsiniz.

https://www.instagram.com/p/CVdbYCit6XG/  @yahyaefendicocukkutuphanesi


[1] Mehmet Emin Saraç AİHL mezunu, İbn Haldun Üniversitesi’nde Tarih & Yeni Medya ve İletişim Bölümleri öğrencisi. Okumayı sevdiği kadar yazmayı ve anı fotoğraflamayı da sever.