Demirbaş-İçini Döken Kitaplar
İrade Terbiyesi Jules PAYOT – Diplomasi Henry KISSINGER – “Foto Muhabiri” Ara Güler’in Hayat Hikayesi Nezih TAVLAŞLI – İnanç Psikolojisi ve Bilim / Prof. Dr. Nevzat Tarhan – İmparatorluğun Son Nefesi / Prof. Dr. İlber Ortaylı – Kuşlar Yasına Gider / Hasan Ali Toptaş
İrade Terbiyesi Jules PAYOT
Jules Payot, Fransız bir eğitimci ve üniversite rektörü. 1859-1939 yılları arasında yaşamış olan Payot, İrade Terbiyesi kitabını da 1897 tarihinde kaleme almıştır. Ancak kitabı okuduğunuzda göreceksiniz ki sanki bugünkü üniversite ortamını ve gençlerin hâlini anlatıyor ve sanki günümüzdeki gençlerin yapması gerekenleri söylüyor. Kitap, irade kontrolü konusunda dikkat edilmesi gerekenleri, çalışmanın önemini ve çalışmayı engelleyen hususları basit ve açık bir dille açıklıyor. Yazarın eğitimci kişiliği ve öğrenci kimliğini tanıması kitaptan bizlere çok isabetli uyarılar ve öneriler ulaşmasını sağlıyor. Ayrıca kitabı değerli kılan bir diğer husus da Cemil Meriç ve Ali Fuat Başgil’in tavsiye etmesidir.
Diplomasi Henry KISSINGER
Henry Alfred Kissinger, Amerikan vatandaşı Almanya göçmeni bir Yahudi. Harvard Üniversitesini birincilikle bitirmiş, yine aynı üniversitede öğretim üyeliği yapmış bir hoca. ABD’nin 1973 tarihinde Dışişleri Bakanı olan ve günümüze kadar da ABD dış siyasetinde etkili olmuş önemli bir isim. Kissinger, diplomasi kavramının hem serüvenini hem de kendi yaşadığı tecrübelerden de yola çıkarak nasıl hayata geçtiğini bu hacimli eserinde buluşturmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzenini anlatarak başlayan kitap, daha önce Avrupa merkezli kurulmaya çalışılan dünya düzeninden bahsetmeyi ihmal etmemektedir. SSCB’nin dağılmasına kadar olan diplomatik süreç Kissinger’ın gözlem ve tecrübelerinden anlatılmış ve Soğuk Savaş’ın bitmesi ile Yeni Dünya Düzeni üzerine bir sonsöz yazısı ile bitmiştir. Günümüzdeki birçok olayı anlamamızı sağlayacak anekdotlar bu bölümde okuyuculara verilmektedir. Dikkatli okuyucuların daha dikkatli bir şekilde bu kitabı okumasını tavsiye ediyoruz 😊
“Foto Muhabiri” Ara Güler’in Hayat Hikayesi Nezih TAVLAŞLI
Birçok insanın bilmediği gibi Ara Güler, ülkemizin yetiştirdiği nadide fotoğrafçılardan biridir. Dünyada Türkiye’yi temsil etmiş birkaç fotoğrafçıdan biridir aynı zamanda. Bu kitap da Ara Güler’in hayat hikayesini anlatan, nehir söyleşisi şeklinde hazırlanmış bir biyografi kitabıdır. Fotoğrafçılığa Basın Foto Muhabirliği ile başlayan Ara Güler, işini tutkuyla yaptığı meslek hayatında birçok yer gezmiş ve birçok meşhur isimle bir araya gelmiştir. Orhan Veli, Sait Faik, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Aşık Veysel, Halikarnas Balıkçısı gibi Türk şair ve yazarlarla röportaj yapmış, fotoğraflarını çekmiştir. Tabi ki kariyeri sadece Türkiye’deki meşhur isimlerle devam etmemiş. Dünyada birçok filozof, ressam, bilim insanı, yönetmen ve oyuncunun fotoğrafını çekmiştir. Bertrand Russel, Arnold Toynbee, Salvador Dali, Picasso, Indra Gandhi bu isimlerden bazıları.
İnanç Psikolojisi ve Bilim / Prof. Dr. Nevzat Tarhan
“Evreni biraz detaylı şekilde ele aldığımızda dünyanın spiritüel, biyolojik, psikolojik ve sosyal bir laboratuvar olduğunu ya da canlı bir sahneye benzediğini görebiliriz. Bu laboratuvar, iyilik ve kötülüğün mücadelesini veren insanoğlunun aktif rol alığı bir laboratuvardır. Aynı zamanda insan diğer canlılardan farklı olarak laboratuvarı kuran güce kafa tutma özelliğine de sahiptir. Açgözlü, bencil ve acımasız olma gibi sonsuz kötülük kapasitesini insanoğluna aşılayan da yine laboratuvarın sahibidir. Ancak işi tembelliğe taşımadan, laboratuvarın sahibini arayıp bulan ve bu merkezde kurallara uygun hareket eden insan, sınavdan sonra laboratuvar sahibinin yanında arınmış ve seçilmiş olarak özel bir yer edinecektir. Demek ki laboratuvarı yaratan, düzeni; liyakat sahiplerini kendine muhatap kabul etme kararı ve iradesi ile kurmuştur.”
İmparatorluğun Son Nefesi / Prof. Dr. İlber Ortaylı
“II. Abdülhamit geçliğinde de bir kenarda durup gözlem yapmasını birllidi; para piyasalarını takip ediyordu, bilgi getirecek insanları tanıyordu. Batı müziğini alaturkadan daha çok severdi ama Türk müziğine toplum önünde gereken saygı ve teşviki göstermiştir. Yıldız Sarayı Tiyatrosu’nda operet temsilleri yanında tiyatro oyunları da sahnelenirdi. Hayret edilecek bir durum; Friedrich Schiller’in ‘Haydutlar’ oyununu çok beğenmesidir. Malûm bu oyun Schiller’in zamanında birçok Alman dükalığında sansürlüydü. Muhtelif dinî grupların başındaki insanların sadakat ve yeteneğini ölçecek netelikteydi.”
Kuşlar Yasına Gider / Hasan Ali Toptaş
“Bizim oralarda yaptırdığım protez bacakların hiçbiri tat vermedi oğlum, dedi elinin ucuyla sol bacağını göstererek; ortalık üçkâğıtçı dolu, adresi nasıl ele geçiriyorlarsa artık, Denizli’den, İzmir’den yahut Uşak’tan kalkıp insanın evine kadar geliyorlar. Gelene git denir mi, usûl var âdab var, denmiyor hâliyle. Denmeyince de çantalarında çeşit çeşit broşürler taşıyan bu çenesi kuvvetli adamlar, protez bacağı en iyi biz yaparız, üstümüze yoktur, diyerek allem edip kallem edip ellerindeki bazı kâğıtlara imza attırıyorlar. Hakikaten şöyle dört başı mamur, esaslı bir iş çıkaracaklarını sanıyorsun ölçü alırken gösterdikleri ihtimama falan bakınca. Ağızlarından dökülen laflara da adamakıllı inanıyorsun.
Sustu birden, başını eğdi ve sol dizini avucunun içine alıp ovuşturdu.”