Demirbaş-İçini Döken Kitaplar
Gençlerle Başbaşa Ali Fuad Başgil – Kafa Karıştıran Kelimeler Rasim Özdenören – Gün Olur Asra Bedel Cengiz Aytmatov – Kırmızı ÇizgiPaylaşılamayan Toprakların Yakın Tarihi James Barr – Prokrastineyşın Timothy A. Pychyl – Beyin David Eagleman
Gençlerle Başbaşa Ali Fuad Başgil
Prof. Dr.Ali Fuad Başgil tarafından kaleme alınan bu eser yayınlandığı günden beri defalarca basılmış ve herkes tarafından zevkle okunmuştur. Kitabın hacminin küçüklüğüne rağmen içindeki cümleler genç-yaşlı herkes için ilham kaynağı olmuş ve rehber kitaplar arasında yerini almıştır. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil kitabın amacını şu cümle ile açıklamaktadır:
“Geleceğin ümidi olan gençleri bunalımdan, iradesiz ve cesaretsiz yaşamaktan kurtaracak bu kitap; başarılı olmanın sırlarını göstermektedir.”
Biz de Sade Soda mutfağı olarak bu kitabı kütüphanenizin demirbaş listesinde bulundurmanızı ve okumanızı öneririz J
Kafa Karıştıran Kelimeler (Rasim Özdenören)
Zaman geçtikçe ve nesiller değiştikçe insanların değişmesi gibi kavramlar da değişir. Özellikle bizim gibi çeşitli medeniyetlerin ve toplumların geçiş havzasında olan bir ülke için kavramların değişmesi kaçınılmazdır. Yazarımız Rasim Özdenören Beyefendi bu kitabında geçmişinde İslam’ı yaşamış ve Türkçe konuşulan bir ülkede, Batılılaşma süreciyle anlam kaymalarına uğrayan kelimelerin, kavramların kafa karıştırıcı niteliklerine değinerek onları İslami hassasiyetler çerçevesinde incelemeyi amaçlamıştır. Kelime ve kavramların insanlar için hayati öneme sahip olduğu bilinciyle kafamızı karıştıran bazı kelimeleri bu kitap sayesinde temiz ve duru hâle getirebiliriz. Kitabı okuduğumuzda bize yeni bir düşünme yöntemi ve bakış açısı kazandırdığını fark edeceğiz.
Gün Olur Asra Bedel (Cengiz Aytmatov)
Yürek paralayan, tüyler ürperten bir haykırış… Geçmiş, bugün ve yarın; bilim-kurgu, gerçek ve efsane bir arada gözler önüne serilir. Derin ve temiz aşklar, efsane ve masallar, KGB’nin acımasız uygulamaları, okuru heyecandan heyecana sürükler. Birbirinden ilginç ve sürükleyici konular ustalıkla bütünleştirilerek sunulur. “Mankurt” hikâyesi bu eserle kültürümüze mal edilir. Yedigey, ölen emektar arkadaşı Kazangap’ın cenazesini mezarına götürürken, kendisinin ve milletinin geçmişini, acı-tatlı, düşündürücü yanlarıyla bir bir gözlerinin önünden geçirir. O gün, asra bedel bir gün olur.
Kırmızı Çizgi(Paylaşılamayan Toprakların Yakın Tarihi)
James Barr
1916’da İngilizlerin Kut’ul Amare’de bozguna uğramasının hemen ardından iki adam, öngörülü bir politikacı olan Sir Mark Sykes ile hınç dolu bir diplomat olan François Georges-Picot Orta Doğu’yu paylaşma planlarını görüşmek üzere gizlice buluştu. İki adamın vardığı anlaşma bir yandan İngiliz-Fransız Dostluk Antlaşması’nı tehlikeye sokacak gerilimleri hafifletmeyi amaçlarken bir yandan da Akdeniz’den İran sınırına uzanan bir hat çiziyordu. Bu keskin hattın kuzeyindeki bölge Fransa’ya, güneyindeki bölge ise Britanya’ya gidecekti. İngiltere’nin Filistin, Mavera-i Ürdün ve Irak’taki mandaları ile Fransa’nın Lübnan ve Suriye’deki mandaları iki büyük güç arasında bir huzursuzluk doğuracaktı. Gelecek otuz yıla damgasını vuracak bu sıkıntı, Orta Doğu’nun da onarılmaz bir biçimde şekillenmesine neden olacaktı.
Prokrastineyşın
(Başlanıp bitirilmesi gereken işleri inatla erteleme, savsaklama ve oturup çalışmak yerine ıvır zıvır şeylerle oyalanma alışkanlığıyla mücadele kılavuzu)
Timothy A. Pychyl
Gündemimizdeki bir sorumluluk veya işle ilgili “En iyisi bunu yarın yaparım.” diye düşünüp savsaklama sinyalleri vermeye başladığımızda durup şöyle düşünmemiz gerekiyor: “Yok, galiba yanlış bir öngörüde bulunuyorum. Büyük ihtimalle yarın da bunu yapasım olmayacak.” Ve mutlaka şunu da ekleyelim: “Harekete geçmem için illa yapmam gereken şeye motive olmam gerekmiyor.”
Beyin
(Senin Hikâyen)
David Eagleman
Bu dondurmayı yesem mi, yemesem mi? Bu e-postayı şimdi mi yanıtlasam, sonra mı? Hangi ayakkabıları giysem? Günlerimiz; ne yapacağımız, hangi tarafa gideceğimiz, nasıl tepki vereceğimiz, bir etkinliğe katılıp katılmayacağımız gibi konularda verdiğimiz binlerce küçük kararın toplamından oluşur. Karar verme üzerine geliştirilen kuramlar, insanları makul bir karara varmak için seçeneklerin artı ve eksilerini tartabilen, rasyonel aktörler olarak ele almıştır. Ama insanların karar verme süreciyle ilgili bilimsel gözlemler bunu doğrulamaz. Beyin, her biri kendi hedef ve arzularına sahip ve birbiriyle rekabet hâlindeki birçok ağdan oluşmuştur. Dondurmayı mideye indirip indirmemeye karar verirken, beyninizdeki ağlardan bir kısmı şeker lehine, bir kısmı da mihrap kaygısı ile aleyhine çalışacak, bazı ağlar da yarın spor salonuna gitmeniz koşuluyla dondurmayı yiyebileceğinizi söyleyecektir size. Beyniniz bu anlamda devleti yönlendirebilmek için birbirleriyle kıyasıya mücadele eden rakip siyasi partilerden oluşmuş bir nöral parlamentodur. Bu nedenle kararlarınızı kimi zaman bencilce, kimi zaman cömertçe; kimi zaman dürtülerinizi kimi zaman da geleceği merkeze alarak verirsiniz.