#

Hayat Belirtileri

Fatih Sultan Semiz

Hayat belirtisi göstermek, ahirete götüreceğimiz işlerdir aslında.

Anne karnında başlayan bir ömür, toprağın karnında sona eriyor. Bu süre içerisinde insan yavaş veya hızlı olarak bir değişim geçiriyor. Bu değişim bazen haktan batıla, bazen de batıldan hakka doğru oluyor.  Son dakikalara kadar insan sürekli olarak cennet ile cehennem arasında bir med-cezir yaşar durur. Ağzımızın tadını nasıl ki yemeğin son kaşığı belirliyorsa hayatımızın da ne olacağını son dakikalarımız belirliyor ama nasıl ki; yemeğin sonu hakkında bir hüküm vermemize o zamana kadar tabağa salladığımız kaşıklar bir fikir veriyorsa hayatımızın son dakikaları hakkında da yaşantımız bir fikir verecektir. Yani hayat belirtisi gösterip göstermediğimiz sadece nefes alıp vermekle olacak bir şey değil. Sadece yemek yiyor olmak, konuşuyor olmak, bir şeyler içebilmek, yazı yazmak, film izlemek yaşam belirtisi olarak yetmez. Gezmek, gününü gün etmek, kendini şımartmak ve daha birçoğu yaşadığımızı gösteren hâl ve hareketlerden değildir. Eğer ciddi anlamda yaşadığımızı kanıtlamak istiyorsak daha fazlasına ihtiyacımız var. Uykusu bitince uyanan, karnı doyunca sofradan kalkan tiplerden daha fazlasına… Sadece nefes alıp vererek, cami, ev ve iş üçgeninde gidip gelerek yaşadığımızı ispat edemeyiz. Fildişi kulelerden inip kaybolmaya yüz tutmuş insanlığa bulunduğu kuyudan çıkması için el uzatmalıyız. Toprağın üzerinde bedenlerimizin bulunuyor olması yaşadığımız anlamına gelmez.

Bazıları var ki ölü ama hayat belirtisi gösteriyor. Misal; İmam-ı Azamlar, Ebu Suudlar, Hasan el- Bennalar. Kimileri de var ki canlı ama hayat belirtisi sergilemiyor. Misal; bir yetimin başını okşamayan, din kardeşine bir tebessümü fazla gören, yemeğini hazırlayan hanımına eline sağlık demeyi beceremeyenler. Hayat belirtisi göstermek, ahirete götüreceğimiz işlerdir aslında. Yediklerimiz değil paylaştıklarımız yaşadığımızı gösterir. Acıları paylaşmak, sevinçleri çoğaltmak, bir yetimin başını okşamak, sofrada misafire yer açmak, anneye su getirmek, arkadaşına gülümsemek, çikolata alıp mahallenin çocuklarına dağıtmak, beraber ağlayabilmektir hayat göstergesi.

Ev ile iş arasında mekik dokumak, daha sonra maaş yattığında bedeni ihtiyaçları giderip ruhi ihtiyaçları ıskalamak; yaşadığımızı değil nefes alıp verdiğimizi kanıtlar. İnsanlara gülümsemeyi, saatlerce kitap okumayı, sesi güzel olmasa da güzelmiş gibi yapıp Kur’an-ı Kerim okumayı, yaptığın yemekten komşusuna göndermeyi, arabasına akrabalarını doldurup pikniğe gitmeyi bilmeyenler yaşamayı da bilmiyorlardır. Onlar hayatın geçiciliğinin farkına varmak istemeyenlerdir. Onlar sonunu düşünmeyenlerdir. Çünkü sonunu düşünen kahraman olur. Sonunun toprak olacağını bilen hayat belirtileri göstermek için elinden geleni yapar. Yer, içer, gezer, yedirir. İçirir, gezdirir ama hepsini Allah rızası için yapar. Aç kalırken de Allah’ı gözetir, yemek yiyeceği zaman da.

Zaman ve mekândan münezzeh olan Allah’ı zaman ve mekân ne olursa olsun unutmadığı sürece insan yaşıyordur. Yoksa bir et yığınından ibarettir ve günü geldiğinde kesilecektir.

Hayat belirtisi göstermek isteyen bizlere ipuçları:

  • 1- Sabah namazına kalkalım, soğuk su ile abdest alıp, camiye cemaate gidelim; yaşadığımızı hissedeceğiz.
  • 2- Bir yaşlıyı ziyaret edip hiç konuşmadan saatlerce onu dinleyelim.
  • 3- Üzerimizde emeği olan öğretmenlerimize sürpriz ziyaretlerde bulunalım.
  • 4- Bir huzurevini ziyaret edelim. Milyonlarca değişik hayatın olduğunu göreceğiz.
  • 5-Yürüyüşe çıkalım. Derdimizle dertlenmiş bir arkadaşla saatlerce yürüyerek konuşalım ve bolca oksijen çekelim içimize. Aman rakıma dikkat oksijen çarpabilir.
  • 6- Sevdiğimiz bir arkadaştan -tabi onun da bizi sevdiğinden emin olarak- bizim için kahvaltı hazırlamasını rica edelim ve birlikte sofranın bereketinden faydalanalım.
  • 7- Sevdiklerimize onları çok sevdiğimizi söyleyelim.
  • 8- Bir hocaefendiyi ziyaret edelim. Kısa ama öz olsun. Bize hocalarıyla ilgili bir anısını anlatmasını isteyelim. Huzur dersi tadında bereketlenelim.
  • 9- Hastanede tanımadığımız insanları ziyaret edip hâl hatır soralım.
  • 10-Geleceğimize dair kararları alırken gökyüzüne bakmayı ihmal etmeyelim. Nefes alalım, ilahi bereketi taşıyan rüzgarın sesine kulak verelim.

Bu liste uzayıp gider. Listeye takılıp kalmayalım, hayat belirtisi gösterelim yeter…