#

Bİ’ PERİ MASALI DEĞİL: HAYVAN ÇİFTLİĞİ

Yazarın çok bilinen eseri Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’le birlikte Soğuk Savaş döneminin en önemli siyasi hicivlerinden biri olan bu kitap, fabl türünde kaleme alınmış. Sovyet Devrimi sonrası gerçekleşen süreçte sistemin yozlaşması ve zamanla eskisinden de kötü bir hâl almasını, zalim bir çiftçinin hayvanları ezdiği bir çiftlikte hayvanların ihtilal yapıp kendi kendilerini yönetmeye başlaması ve sonrasında gelişen olaylar üzerinden ele alıyor. Tam olarak hepsine karşılık bulamasak da kitaptaki her bir karakter gerçek hayattaki bir kişiyi/kavramı/kurumu temsil ediyor. Soğuk Savaş yıllarında “insanları komünizm tehlikesinden korumak” maksadıyla birçok ülkede bu kitabın okunmasının teşvik edildiğini de belirtelim.

Kitapta yozlaşma süreci adım adım işlenmiş. Sadece kişiler değil süreçteki olayların da gerçek hayatta karşılıkları olduğu tahmin ediliyor ama bunları tespit edebilmek için o dönemi çok ayrıntılı okumak gerekiyor. Öncelikle önemli karakterleri tanıtalım.

              Napoléon: Stalin’i temsil eder. Snowball’la birlikte ihtilale öncülük etmiştir. İlerleyen süreçte Snowball’ı tasfiye edip ipleri tamamen eline alacak ve Hayvanizm’den kesin dönüş yapacaktır.

              Koca Reis: İsminden de anlaşılacağı üzere çiftlikteki bütün hayvanların saygı duyduğu yaşlı bir domuz. Bir gün hayvanları toplayıp rüyasında hayvanların kendilerini yönettiği bir çiftlik gördüğünü anlatır ve hayvanlara bu konuda bazı fikirler aşılar fakat rüyasının gerçekleştiğini göremeden ölür. Karl Marx’ı temsil eder.

              Snowball: Troçki’yi temsil eder. Çiftlikteki diğer hayvanlara okuma yazma öğretir. Napoléon’la giriştiği mücadele sonucunda çiftlikten kaçmak zorunda kalır.

              Bay Jones: Beylik Çiftliğin (Manor Farm) sahibi. Son Rus Çarı II. Nikolay’ı temsil eder.

              Bay Frederick: Düzenli bakılan Pinchfield isimli komşu çiftliğin sahibi. Adolf Hitler’e benzetilmektedir.

              Bay Pilkington: Foxwood isimli komşu çiftliği sahibi. Kurnaz bir adamdır, çiftliğe büyük bir kazık atmıştır. Winston Churchill’i temsil ettiği düşünülmektedir.

              Boxer: Çiftlikteki fedakâr ve güçlü beygir. Büyük bir sadakatle bütün gücünü çiftliğe adamış ve her işe koşturmuş olmasına karşın yaşlanıp güçten düşünce Napoléon tarafından bir kasaba satılmıştır. Sistemin kendisine sadık olanlara bile acımadığını göstermesi bakımından ibretlik bir örnektir. Aleksey Stakhanov isminde bir Soyvyet madencisinin ortaya koyduğu daha çok üretme anlayışını temsil eder. Sosyalizm açısından buradaki eleştiri, Marx’ın bu ve benzeri rekabetçi anlayışları reddetmiş olmasıdır.

              Moses: Bay Jones’un evcil kuzgunu. İhtilal sırasında kaçmış, sonrasında çiftliğe geri gelmiştir. Hiçbir iş yapmamasına rağmen çiftlikte kalmasına ve içki içmesine yani sistemden nemalanmasına müsaade edilir. Hayvanlara Balbadem Diyarı’nı (Sugarcandy Mountain) vadeder. Kitapta gammazcı, dedikoducu gibi sıfatlarla tavsif edilmiştir. Rus Ortodoks Kilisesi’ni temsil eder.

              Squealer: Süreç boyunca özellikle hayvanları yeni uygulamalara ısındırmak için yaptığı propaganda ile Napoléon’un en büyük destekçisi ve bir nevi sağ kolu olmuştur. Vyaçeslav Molotov’u temsil eder.

              Benjamin: Yaşlı, görmüş geçirmiş bir eşek. Sorulan sorulara alakasız cevaplar verir, çok kimseyle konuşmaz, ne az ne çok çalışır ve sürekli olarak hiçbir şeyin daha iyi olmayacağını söyler. Bir akademisyen tarafından, yazarın kendisindeki bitmek bilmeyen şüpheciliği bu karaktere yansıttığı ve bazı arkadaşlarının kitabın yayınlandıktan sonra yazarı bu karaktere benzettiği iddia edilmektedir. 

Devrimin Hikâyesi

Bir gün Koca Reis çiftliğe haber salar, gördüğü bir rüyayı paylaşacaktır. Bay Jones uyuduktan sonra bütün hayvanlar çiftlik meydanında toplanır. Koca Reis rüyasını anlatmadan önce uzun bir nutuk çeker. Bu yaşına kadar çok şey gördüğünü, düşünmeye vakti olduğunu ve bunları çiftliktekilerle paylaşmak istediğini söyleyip ateşli bir konuşma yapar. Konuşmada insanların hayvanları nasıl sömürdüğünü, bunun bir doğa yasası olmadığını ve ne yapıp edip insanoğlundan kurtularak onurlu bir hayata ulaşmak gerektiğini anlatır. Kısaca, hayvanizmin manifestosunu izah eder onlara. Rüyasını anlatmaya geçmeden önce son ifadeleri şunlardır:

“Şunu unutmayın ki, İnsan’a karşı savaşırken sonunda ona benzememeliyiz. Onu alt ettiğimiz zaman bile onun kötü alışkanlıklarını benzemeye kalkmayın. Hiçbir hayvan asla bir evde yaşamamalı, yatakta yatmamalı, giysi giymemeli, içki ve sigara içmemeli, paraya el sürmemeli, ticaretle uğraşmamalı. İnsan’ın bütün alışkanlıkları kötüdür. Ve en önemlisi, hiçbir hayvan kendi türünden olanlara zorbalık etmemeli. Güçlüsü güçsüzü, akıllısı akılsızı, hepimiz kardeşiz. Hiçbir hayvan bir başka hayvanı   öldürmemeli. Bütün hayvanlar eşittir.”

Koca Reis bu konuşmayı yaptıktan kısa bir zaman sonra ölür. Ölümünden bir süre sonra, çiftlik sahiplerinin hayvanların yemlerini vermeyi yine unuttuğu bir günde başlayan ani bir isyan dalgasıyla insanlar çiftlikten kovulur. Artık devrim gerçekleşmiştir. Devrimin önderliğinde zekâ ve kabiliyetleriyle öne çıkan iki domuz vardır: Napoléon ve Snowball. Artık her şeyin organizasyonu onlardadır. İlk önce çiftliğin adını değiştirip Hayvan Çiftliği yaparlar ve 7 Emir’i yazarlar:

  1. İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.
  2. Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.
  3. Hiçbir hayvan giysi giymeyecek.
  4. Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.
  5. Hiçbir hayvan içki içmeyecek.
  6. Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.
  7. Bütün hayvanlar eşittir.

Hadiseler ilerler, domuzlar her geçen daha ileri gitmektedir. Bir noktadan sonra artık alenen insan işleriyle uğraşılmaya başlanmış, komşu çiftliklerle ticarete başlanmıştır. Gıda ve diğer imkânların dağıtımındaki eşitsizlik alıp başını gitmiş, ayrıcalıklı sınıfımız çoktan teşekkül etmiştir. Bu böyle devam ederken, bir gün çiftlik evinin kapısından domuzların iki ayak üstünde yürüyerek çıktıkları görülür. Kimi düzgün kimi yalpalayarak yürümektedir. Ellerinde ise kırbaçları vardır. Bir süre sonra çiftliğin değiştirilerek adı tekrar Beylik Çiftlik yapılır. Domuzlar insanların giysilerini giyip salondaki yemek takımlarıyla yemek yemektedirler. Artık çiftlik, eski mantıkla fakat eskisinden daha profesyonel ve acımasızca idare edilmeye başlamıştır.

7 Emir’in Sonu

Bir gün çiftlikte 7 Emir’in yazılı olduğu levhayı inceleyen hayvanlardan biri, bir değişiklik sezer. Fakat okuma yazması olmadığı için emin olamaz ve bilen bir arkadaşını çağırır. Arkadaşı gelince fark eder ki evet, 7 Emir’in yerinde sadece tek bir emir kalmıştır. O emir şudur:

BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR

AMA

BAZI HAYVANLAR DİĞERLERİNDEN DAHA EŞİTTİR.