#

ŞİMDİ BU GENÇ NE YAPSIN?

Tatile çıkacağız. Önümüzde iki seçenek var: Ya hiçbir araştırma yapmadan direkt atlayıp uçağa/otobüse bir tatil beldesine gitmek ya da oturup uzun uzun uğraş verip sitelerdeki yorumları okuyup, analizler yapıp ulaşabildiğimiz “doğru bilgiler”e göre bir yerlere gitmek. İlk seçeneği tercih edersek başımıza ne gelir kimse bilmez. Üstüne üstlük ne gideceğimiz yeri ne oraya nasıl gideceğimizi ne de nerede kalırsak tatilimizin berbat olmayacağını bilebiliriz. Yani durumun özeti: Muamma. İkinci seçeneğe göre gidecek olursak da muhtemelen güzel bir yere gideriz. Hem daha önce yaptığımız araştırma sonucunda bir aşinalık oluşur aklımızda, gözümüzde. Hiç yoktan bizi nelerin beklediğini biliriz.

Peki, genç biri geleceği ile ilgili, daha doğrusu hayatının akışı ile ilgili seçim yapacak olsa bu kadar rahat davranabilir mi? Kafasının estiğini yapabilir mi? Şimdi bazılarınız “Neden olmasın? Tüm ‘tuzu kurular’ ‘Mutlu olduğun işi yap ve onda mükemmel ol.’ diyor.” diyeceksiniz. Evet aslında bazıları öyle diyor ama o “mutlulukla yapılan işte” kaç kişi gerçekten istediği kadar mutlu o meçhul. Yani seçtiğimiz “mutluluk getirici işler” gerçekte -ülke şartlarında- sefalet ve sonucunda mutsuzluk getirebiliyor.

Seçimlerimiz her zaman enteresan şeylerin etkisiyle şekillenmiş ve bizi de bir o kadar enteresan yerlere götürmüştür. Hele bu seçimi gençken -aklımızın bir karış havada olduğu değil bildiğiniz gökyüzünden inmediği bir zamanda- yapmışsak o zaman olay daha bir başka boyuta geçiyor. Herkes gibi bizim de -her dönem olduğu gibi- kılavuzlara ihtiyacımız var. Ve bu kılavuzların sıradan olmaya hakları yok desek yanlış olmaz.

En Puslu Gelecek…

Kılavuzların sıradan olmamasını gerektiren durum sıradan bir dönem yaşamıyor oluşumuz. Normal zamanlarda insanlar kendilerinden önceki dönemde hayat tecrübesi olan yaşça büyük kişilerden bir şeyler öğrenmeye çalışırlardı. Fakat bu dönem öyle mi? Şu an çevremize baktığımızda kim bize gelecekte neler olacağından bahsedebilir ya da nelere dikkat edersek daha kaliteli bir yaşam süreceğimizi söyleyebilir? Bu durum bilgisizlikten değil içinde yaşadığımız zamanın öngörülemez sonuçlara gebe olmasındandır. En iyi ihtimalle tecrübe aktarımı yapılabilir.

Hadi popüler bir şey soralım. Her dönem konuşulan “geleceğin meslekleri” nedir sizce? Kimse bilemiyor. Öğretmenlik desek online eğitimler inanılmaz yükselişte, üretim bandında robotlar, ulaşımda dronlar vs. Yani her bir şey o kadar anlam ve durum değiştiriyor ki yetişmek imkânsız. Bu kadar değişimin içinde olan gençler bile bu değişim hızına yetişemezken bu yeniliklere sonradan ayak uydurmak zorunda kalan büyükler bu değişimi nasıl gözlemleyecek de bize nasıl kılavuzluk edecek? Çok karamsar oldu değil mi? Maalesef böyle ama. Bu dönem o kadar enteresan bir dönem ki gelecek 15-20 yıl içinde değişecek ve yok olacak iş alanlarını düşündüğünüzde kime göre ve neye göre meslek seçimi yapılacak insan şaşırıp kalıyor. Çünkü büyüklerimiz belki de ilk defa bize kılavuzluk edemeyecek. Hepimiz yaşayıp göreceğiz.

Yapay zekâ adı altındaki çalışmalar ilerleyen zamanda bizi bizden iyi tanıyıp bize birçok öneride bulunacak. Biz de mecburen bunlara boyun eğeceğiz. İleride “E yapay zekâdan iyi bilecek değilsin ya!” diyen arkadaşlarımızın sesini duyar gibiyim. J

Gelişiyoruz falan diyoruz ama pek de öyle olduğu söylenemez. Peter Thiel’in “Sıfırdan Bire” kitabında belirttiği gibi aslında gelişme sadece Silikon Vadisi etrafında kilitlenmiş durumda. Bazı kolaylıklar var ama durağan bir çağ yaşamaktayız. Asıl kırılma, gelişen teknoloji ile değil belki de bu teknolojinin yardımıyla yapay zekâ teknolojisinin gelişmesi ile olacak. Çünkü artık kontrol etmek için kullandığımız aletler kendi kendilerini kontrol edecek ve bunun sonuncunda aletlere yorum yapma, öğrenme kabiliyeti de kazandırılacak. Tabi bu durum kimilerine göre “robot-insan” arasındaki savaşı doğuracak kimilerine göre ise insan giyilebilir teknolojilerin de etkisiyle bir nebze yarı robot-yarı insan olacak.

Kimileri 3D yazıcılarla yapay organ basmaya başladı bile. İlk örnekler kulak, kalp, damar vs.  Bu bu kadarla da kalmayacak. Buradaki kritik nokta şu: Atomun parçalanabilir olduğu keşfedildiğinde nasıl ki atom bombasıyla Hiroşima’nın yok edileceği akla gelmedi aynı şekilde bu yeni ve hızlı gelişmelerin de neler getireceği öngörülemiyor. Ve bu durum hiç hayra alamet gibi durmuyor. Zaten Efendimiz bir hadiste her asrın bir öncekinden daha kötü olacağını haber vermemiş miydi? Her şey kolaylaşmış gibi dursa da aslında dünyaya farkında bile olmadan zarar vermeye, onu hoyratça kullanmaya devam ediyoruz.

Peki Ne yapalım, Mars’a mı gidelim?

Şimdilik Mars’a gitme gibi bir seçeneğimiz yok, en azından Elon Musk’ın bu konudaki öngörüsü en erken 2024. Eğer elimizde bu seçenek de yoksa ne yapmalıyız? Burada kuru kuruya spesifik tavsiyeler vermek yerine herkes için hemen her yerde ihtiyaç duyulacak tavsiyeler üzerinde dursak daha iyi olacak:

  • Lise ya da üniversitede iseniz ve hâlâ okulunuzda “İyi eğitim verilmiyor.” diyorsanız bence önce gidip yüzünüzü yıkayın ve uyanmaya buradan başlayın. Çünkü artık sabit okul devri hızla kapanıyor. Dünyanın önde gelen okullarından istediğiniz dersi online olarak dinleyip öğrenebiliyorsunuz. Öğrenmek istediğiniz alanı belirleyip ortaya somut şeyler koyabilecek kabiliyete ulaşmaya çalışmak güzel olacaktır. Bunun için Udemy, Coursera, edX, Youtube iyidir.
  • Şu an bilgiye ulaşmada hiçbir sıkıntı çekmiyoruz fakat bize yarayacak bilgiye yani “kaliteli bilgi”ye ulaşmakta, onu tanıyabilmekte sıkıntımız var. Bu konuda da günlük meselelere takılmayan, gelecek konusunda yenilikleri –çaktırmadan reklam yapanları kastetmiyorum- ve gelişmeleri haber veren kişileri arayıp bulmak faydalı olacaktır. Bu konuda isim vermek pek iyi olmuyor ama biraz uğraşırsanz karşınıza çıkacaktır.
  • Hemen şuracığa klişe olmuş bir hakikati de iliştirelim. İngilizce öğrenin. Ne yapıp edip öğrenin. Para tuzağı kurslardan uzak durup kendinizi disipline etmeye yoğunlaşın. Sonra da harika uygulamalarla işi çok uzatmadan 3 şey uygulayın: Okuyun, okuyun ve okuyun. Bunun başka yolu yok.
  • Meslek seçimi konusuna bilerek girmeyeceğim ama big data, yapay zekâ ve sağlık alanı güzeldir.

Şüphesiz gelecek geliyor. Tercihlerinizle geliyor hem de. Bilinçli ya da yorumlara bakarak yaptığınız tercihlerle geliyor. Ya sizi asıl yapmanız gereken şeylerden alıkoyan çevresel etkenlere kapılır, birilerinin esintisinde yol alır gidersiniz ya da onlardan uzak durup bu fırsatların inanılmaz bollaştığı zamanda her birisinden faydalanır ve yenilikleri siz getirirsiniz.

İnsanlık için güzel bir şey yapın ama bunu medeniyetinizin hassasiyeti ile yapın. Soru şu: Yaptığınız tercih ile düzen kuran mı olacaksınız yoksa düzen bozan mı?

YEK

  • ARAŞTIR: 3D yazıcı ile üretilen organlar ve geleceği
  • İZLE: Yapay Zekâ TED Videoları
  • KATIL: Hemen bir online big data kursuna katıl.

OKU: Büyük Veri İş Başında > > > bit.ly/2C0ayId