#

Sürdürülebilir Yaşamın Yol Haritası

İnsanların, bitkilerin, hayvanların, mikro ve makro bütün canlıların ortak yaşam alanı olan yaşlı gezegenimiz son dönemde can çekişmeye başlamıştır. Sanayi devrimiyle birlikte kendi konforuna ve çıkarına odaklanan insan, doğaya orantısızca saldırmaya başlamış ve adeta doğadaki taşıyıcı kolonların ciddi derecede aşınmasına sebep olmuştur. 21. yüzyılın başlarına kadar doğaya rağmen ve doğaya karşı girişilen mücadelede insan, bindiği dalı kestiğini yeni yeni fark etmeye başlamıştır. Doğa-insan ilişkisinde bazen insanın doğa karşısında güç gösterisinde bulunduğunu izlerken bazen de zaruretten doğaya müdahale ettiğini görmekteyiz. Etkisi ve sonucu yeterince düşünülmeden, aslında son derece iyi niyetle, insanlık adına, insana fayda için yapılan birçok çalışmamın günümüzde doğanın ve insanın felaketine yol açtığını görmekteyiz. Tablonun en vahimi de etkisi ve sonucu bilindiği halde ekonomik ve politik sebeplerle doğaya yapılan saldırılardır. Sebep ve niyet ne olursa olsun geldiğimiz noktada doğanın iflasın eşiğinde olduğunu, taşıyıcı kolonların çatladığını görmekteyiz.

Doğanın içinde bulunduğu vahim tablonun fark edilmesinden sonra, ilk başlarda moda ve reklam aracı olarak kullanılan -bazı ekonomik ve politik çevreler tarafından hala kullanılmaya devam eden- “sürdürülebilirlik”, “enerji verimliliği”,  “doğal kaynakların etkili ve verimli kullanılması”, “sıfır atık” , “sürdürülebilir ekonomi politikaları” gibi kavramlar dünyamızın gündeminde önemli başlıklar halini almaya başlamıştır. Riyakarca ya da samimice her ne şekilde gündem yapılıyor, önlemler alınıyor olursa olsun günümüz dünyasının tek gerçeği; “Doğa için Harekete Geç!”

Aslında bizlerin hiç yabancısı olmadığı, dinimizin ve kültürümüzün bir parçası olan “israf” üzerine kurgulanıyor sürdürülebilir yaşam. Kadim bilgilere, Anadolu’daki doğal yaşama baktığımızda zaten tasarrufu sonuna kadar görüyoruz. İnsanların ilahi döngü içerisinde, doğal dengeyi ve düzeni bozmadan yaşamlarını sürdürdüklerini görmekteyiz. Her türlü faaliyetlerinde atık üretmeme ve çıkan zaruri atıkları da doğal bir şekilde değerlendirme yöntemleri kullanmışlardır. Doğaya rağmen değil doğayla beraber yaşamış, doğal dokuya uyum sağlamış ve böylelikle doğada yok edici değil destekleyici rol oynamıştır.

Peki doğanın yok oluşuna dur diyebilmek, iflası engelleyebilmek ve çatlakları tamir edebilmek için bizler neler yapabiliriz? Yaşamın sürdürülebilirliğini nasıl sağlayabiliriz?

Her şeyden önce dünyanın içinde bulunduğu durumu görüp problemi kabul etmemiz,  sürdürülebilirliğin bir davranış kalıbı değil bir zihniyet dönüşümü, yaşam biçimi, doğa karşısında takındığımız tavır olduğunu bilmemiz gerekiyor.

Sürdürülebilirlik için, sıfır atık için:

  • Refuse (Geri  çevir): İhtiyacın yoksa kullanma.
  • Reduce (Azalt): Enerji ve materyal kullanımını azalt.
  • Reuse (Yeniden kullan): Eski eşyalarını farklı şekillerde tekrar kullan.
  • Rot (kompost): Biyobozunur atıkları kompost yap.
  • Recycle (Geri dönüşüm): Çöpe atmayın, daha güzel yarınlar için geri dönüşüm yapın.
  • Repair (Tamir et): Çöpe atmak yerine tamir et. Eşyada vefa ister.
  • Regift (Hediyeleş): Hediyeleş, sahip olduklarını ihtiyacı olanlarla paylaş. Mutlu et, mutlu ol.
  • Rethink (Tekrar düşün): Dünya ile olan etkileşiminin farkında ol.