İpleri Bırakılan Balonlar
İçim bir okyanus… Biliyorum, bütün kötülükler burada gizlenebilir. Gün geçtikçe hayatın sinesinde çığ gibi büyüyen kaygılarımı buraya hapsedebilirim. Bizleri aydınlatacak bir ışık olmalı bir yerlerde.
Henüz kalbimiz küçücük atarken geleceği inşa etme kaygıları yüklendi yüreklere. Fakat çocukken karamsar olunamaz ki. Gençliğe adım attığımız zaman dünyanın döngüsü değişiveriyor. Ailelerin, toplumun beklentileri gitgide katlanıyor. Bizler de yaşadığımız tüm belirsizliklere rağmen onların ektiği tohumu umut ile yeşertmeye çalışıyoruz. Güvenlerini sarsmak can acıtıcı bir duygudan ibaret olmamalı bizim için. Bu durumda ben üzülmüyorum, endişelenmiyorum, dahası geleceğimden korkmuyorum, benim umutlarım ve içimde kocaman bir okyanusum var.
Bazen bugüne kadar olan bütün isteklerimi, hayallerimi, kararsızlıklarımı bir balon olarak düşünüyorum. Her biri farklı renklerde olan balonlar. Düşününce bütün bu balonların ipleri benim elimde, ne zaman istersem uçurabilirim onları. Biliyorum ki farklı farklı renklerle süslenmiş balonları bıraktığım zaman hepsi ayrı dünyalara gidecek. Belki de sarı olan küçük bir mülteci çocuğu mutlu edecek, mavi olanı denizin üstüne düşecek ve martıları şaşkınlığa uğratacak. İşte benim hayallerim de bu balonlar gibi. Hangisinin nereye ulaşacağını, nasıl sonuçlar vereceğini bilmeden yaşıyorum, bu yüzden beynimi kurcalayan tüm belirsizliklere izin veriyorum. Bu durum beni sıkıntıya uğrattığı zaman ucu bucağı olmayan gökyüzüne bakıyorum. Umut veriyor bana bu görüntü.
Gündüzleri güneşin ışıltısı yol gösteriyor bana, içimi aydınlatıyor, akşamları yıldızların eşsiz güzelliği bir başka huzur veriyor. Zor kararlar vermem gerektiğinde kutup yıldızı gibi yol gösterici oluyor. Böylece bilinçaltıma fark etmeden yerleşmiş kötü hisler kayboluyor, umut kaplıyor her yeri.
Yeni bir güne çevresindeki girdaplardan habersiz bir çocuk gibi merhaba, diyorum. Ömrümün bana yüklediği belirsizlikler artık üzmüyor beni. Gelecekte yapacaklarım da hafızamın bir köşesinde zamanının gelmesini bekliyor sadece. Gözlerimi iyice dilendirdiğimde geçiyorum aynanın karşısına, bakışlarımdaki en küçük umutsuzluğa perde çekiyorum, söyleniyorum yürüdüğüm yollarda: “Ben gelecek nesilim, geleceği umudumla, hayallerimle ben inşa edeceğim.”
Bugün sahip olduğumuz birçok şey geçmişte bir hayal, imkânsız bir olgu olarak görünüyordu. Şu an bu inanılamayan olgu içerisinde hayatlarımızı sürdürüyoruz. Ben de hayallerimle renklendirdiğim balonlarımı yerlerine ulaştıracağım. Geleceğim için kurduğum hayalleri gerçekleştirecek her türlü imkâna sahip olduğumu yaşadığım dünyaya baktığımda, onun olumsuz görüntüsünü ötelediğimde çok net görebiliyorum.
Ben atalarımı izliyorum. Geçmişte imkânsız denileni başaranları izliyorum. Onların yaptığı gibi ben de başarılı olacağıma inanıyorum. Çukurların üstünden atlayarak, bataklıkları yok sayarak karşıma çıkan olumsuzlukları bir derinliğe gömüyorum. Ben geleceğimi ellerimle toprağı eşeleyerek inşa ediyorum. Biliyorum ki toprağa ne verirsem toprak da bana onu geri verecek. Ben toprağa umut tohumları ekiyorum, onun da bana hayallerimi yeşerterek geri vereceğine yürekten inanıyorum.
Ayşe Çeper