Sebilürreşad 1010. Sayısıyla Yayında!
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ve Eşref Edip’in 1908’de Sırat-ı Müstakim adıyla başlattıkları daha sonra Sebilürreşad adıyla yayınına devam eden mecmua, kapatılmasının üzerinden 50 yıl sonra geçtiğimiz Ağustos ayında yeniden yayına başlamıştı. 1010. sayıyla okuyucusuna tekrar merhaba diyen Sebilürreşad, İslam coğrafyasında uzun soluklu bir mecmua olmanın verdiği sorumlulukla yayınını sürdürüyor. Bize söylemek için biriktirdikleri şeyleri gelin kendilerinden dinleyelim.
Sevgili Okuyucu,
Elli yıl fasıladan sonra yeniden neşredilmeye başlayan Sebilürreşad, bir dava ve aksiyon dergisi olduğu kadar, bir ilim ve fikir mecmuası, edebi ve tarihi bir vesikadır. Sizlerin bu bilinçle Sebilürreşad’ı takibe başladığınıza inanıyoruz. Mehmet Akif ve Eşref Edip Bey’in 1908’de Sırat-ı Mustakim adıyla başlattıkları bu yayın çizgisi, sadece bir dergi olmanın ötesinde bir misyonu temsil etmiştir. O misyon Devlet-i Aliye’nin dağılmaması, Müslümanların bir arada, güç birliğini koruması inancını temsil ediyordu. Bugün Sebilürreşad’ın misyonu ve inandığı ilkelerin bize ne kadar doğru istikamet çizdiği aradan geçen bunca yıl sonra yeniden kıymetli hâle gelmiştir.
Mehmet Akif bey’in, “Ehli salip” olarak tanımladığı ve “sözüne güvenilmez” diye not düştüğü Batı medeniyeti, bizi bir bedenin parçaları gibi gördüğü için ayırmak istemişti. Bunda başarılı olmuştur. Ancak bu ayrılış 108 yıldır ne ayrılana, ne de asıl bedene huzur, sükûnet, güç ve iktidar getirmemiştir. Hatta bu ayrım, cetvel koyarak haritalandıran Batı medeniyetini dahi huzurlu kılmamıştır. Şimdi Lozan’ın 100. Yılına giriliyor. Sevr’i fiili kılamayan Ehli salip, yeni planını devreye soktu. Ancak bu sefer ümmeti Muhammed daha organizeli, daha cesur, biraz daha ne istediğini bilir durumdadır. Bu yüzden işleri kolay olmayacaktır.
İslam coğrafyasına “Arap Baharı” adını vererek uygulamaya soktukları “sosyal darbeler” ümmetin maddi manevi mahvına neden olurken 15 Temmuz’da bu kez ümmetin kalbine darbe indirmek istemişler, ancak muvaffak olamamışlardır.
Bu tahlile neden ihtiyaç var; zira Sebilürreşad çizgisi aradan geçen bunca karanlık yılların yeniden aydınlık günlere evrilmesi için ayakta durması gereken, bayrağının dalgalanması gereken bir fikir ocağıdır. Bu ocak, manevi inkişaf için gayret gösteren samimi insanların ocağıdır. Vatan, millet, bayrak ve din için fedakârlık yapabilen, kalbi İslam coğrafyası için atan sevdası büyük insanların ocağıdır. Mehmet Akif’in, Eşref Edip’in eli vardır üzerimizde.
Giriştiğimiz manevi sorumluluğun idrakindeyiz. Okuyucularımızın da bunun idrakinde olduğunu biliyoruz. Bu yüzden Sebilürreşad’a abone olarak, dostlarınızı buna abone yaparak, uygun olursa reklam vererek, toplu alım yaparak, mecmuayı gençlere ulaştırarak sorumluluk sahibi olduğunuzu gösteriniz.
Eşref Edip üstadımız bu dergiyi 1966’da “ekonomik nedenlerle”, yani abonelerinin dergi bedellerini zamanında göndermemesi yüzünden kapattığını unutmayınız.
İlk sayımızı 10 bin adet basıp başta Türkiye’mizin tüm vilayetlerine, aydın ve mütefekkirlerine, saniyen İslam coğrafyasına, aydın ve mütefekkirlerine ulaştıracağız. İnternet gibi ortak bilgi havuzunun bulunduğu bir dönemde yazılı mevkuteyi ayakta tutmak zor denilebilir. Lakin öyle değil. Sebilürreşad’ı hediye edebilirsiniz ama onu dijital olarak sadece tavsiye edebilirsiniz.
Dokunabileceğiniz, okuyabileceğiniz bir mecmua için emek veriyoruz. Dua istiyoruz. Dua ediyoruz. Allah İslam coğrafyasını kültürel istiladan korusun…
Allah yardımcımız olsun.
50 Yıl Sonra Çıkıp Gelen Dost… 50 yıl aradan sonra Sebilürreşad’ın yeniden yayına çıkması büyük ses getirdi. “Mehmet Âkif bereketi” diye ad koyduğumuz bu durum hamdolsun bizi de umutlandırdı. Bunlardan birisi Konya’dan geldi. Yaşının 92 olduğunu ifade eden bir muhterem Hüseyin ağabeyimiz “Evladım, elli yıl önce Sebilürreşad’a aboneydim. Maatteessüf dergimiz kapandı. Şimdi haberlerde, duydum yeniden neşrediyormuşsunuz. Ne olur nasıl olacaksa beni yeniden abone yapınız. Dergimi istiyorum.” dedi. |
Baba Hatırası… 83 yaşındaki Hatice Hanımefendi Sebilürreşad’la 13 yaşında tanışmış. Babası abone olduğu için evine mecmuanın geldiğini ve babasına kendisinin okuduğunu beyanla “Yeniden Sebilürreşad’ı duymak, okumak güzel. Lütfen beni abone ediniz. Mecmuamı istiyorum.” diyordu. |
Nerede Bulurum? Ankara: Kurtuba, Dost Kitabevi, Turhan Kitabevi; Siham Kültür Kahve Türkiye Geneli: kitapyurdu.com, Diyanet Vakfı Kitabevleri |