#

İSTİKÂMET TEZKİRESİ

Bizler, içerisinden nice âdil imamlar ve mâhir hatipler neşet etmiş kâdim bir geleneğin her yaştan neferleriyiz. İstikameti hazreti Âdem zamanında çizilen bir yolun muhacirleriyiz. Ayetleri mübîn, dosdoğru bir dinin hâdimleriyiz. İbrahimî bir kıyamın vârisleriyiz.

Bizler; tarihin seyrinde, zamanın bile büküldüğü her zeminde, dik durmaya niyetlendik. Kâbil’e karşı ellerimizi kalplerimize hapsettik. Nuh’un gemisinde, güvertenin üzerindekiler bizlerdik. Yusuf’un arkadan yırtılan gömleğini giydik. Karanlık kuyularda kardeşlerimizi beyhude bekledik. Süleyman’ın kuş dilini öğrendik. Âsânın yardığı taşlardan su içtik. Musa ile Tur’da bekleştik. Davud’dan neşideler dinledik. İbrahim’in davetine icabet ettik. Gökten inen sofradan yedik.

Bizlerdik Hira’dan gelen kutlu elçiye şeksiz iman eden. Aslan avından dönen Hamza ile sevinen. Ömer’in kabul olmuş dua olarak gelişini gören. İkinin ikincisi ile hicret eden. Yesrib’in tepelerinden muştu gözleyen. Nebi’nin mescidinde secdeye giden. Bedir kuyularından şehadet şerbeti içen. Uhud’da bir mübarek haykırış etrafında kenetlenen. Mekke’ye boynumuzu bükerek giren. Medine’de En Sevgili’yi toprağın bağrına veren.

Bizlerle beraber at koşturdu Malazgirt’te Alpaslan. Ehl-i salibin haçını bizimle kırdı Kılıç Arslan. Kılıçlarımızın parıltısında bir çağı kapattı Fatih Sultan. Âleme nizam verirken Kanûni Süleyman, bizlerdik yanı başında tekbire duran. Can çekişmekteyken hasta adam, sadece bizlere itimat etmişti Abdülhamid Han.  

Bizler; 72 millet, tek ümmettik Çanakkale’de. Göğüs göğseydik düşmanla Kutu’l-Amare’de. Gözlerimiz bir mucize daha beklerken Süveyş’te, on binlerce can verdik her cephede. Sonra Rahmânî bir nusretle Antep’te, ilâhi bir kuvvetle Ege’de, şehadetle dirildik her yerde.

Bir vakit, ezana hasret gönüller, bizleri bekledi. Dua cümlelerine önce bizlerin isimleri eklendi. Nura gark olmuş yüzlerimiz aydınlattı kapkara geceleri. Şerleri hayra tebdil eden, bin küsur yılın bereketeydi. İşte, buydu bizlerin kerameti: Bir kutlu istikametin ölmeyen neferleri ve günün beş vaktinde ıslattığımız secde yerleri.

Bizler; ilk insanın en kutlu mirasının en genç vârisleri!

Asrın hüsrana götüren hallerinin şahitleri!

İdrakindeyiz göğe uzanan ellerin beklentisinin. Boğaza takılıp kalan düğümlerin. Kalbin duvarlarını aşamayıp dudaklara çıkamayan gizli “âminlerin”.  Fâili bilinen cinayetlerin. Kanla karılan harçlarla yükselen gökdelenlerin. Gözyaşlarıyla devleşen şirketlerin. Vicdanı kör birleşmiş milletlerin. Hama’nın, Humus’un ve Haleb’in yetimlerinin. Kudüs’ün ve Gazze’nin yiğitlerinin.

Yâ Rabbe’l-Âlemin!

Bizlere İbrahimî bir kıyam nasip et.

Üflesin suru İsrafil, göğsümüzde kopsun kıyamet.

Sonsuz rahmetinle bizlere lütfet:

Âdem(as)’den adı Ahmêd(as) olana varan bir istikamet.