#

KUANTUM BİLGİSAYARLAR

Kuantum Bilgisayarlar

“Şunu rahatlıkla söyleyebilirm ki, kunatum mekaniğinden hiç kimse anlamıyor!” diyor 20. yüzyılın  önemli bilim adamlarından biri olan Richard Feynman. Ancak bazıları onun yazıp çizdiklerinden bir şeyler anlamış olmalılar ki teknoloji ağacı yeni bir çiçek açmaya ve insanlığa yeni bir meyve vermeye hazırlanıyor: Kuantum bilgisayarlar. Uzun zamandır gündemden düşmeyen bu konu son günlerde zamanın geriye alınabildiğine dair yayınlanan bir rapor ile daha da heyacan verici bi hâle geldi.

Nedir ki Bu Kuantum Bilgisayar?

Herkesin ağzında sakız olmuş bu kuantum bilgisayar ne? Nasıl çalışıyor? Bu sorulara cevap verebilmemiz için hepimizin kullandığı normal bilgisayarların nasıl çalıştığını anlamamız gerekiyor ki kuantum bilgisayarların da nasıl çalıştığını anlayabilelim çünkü kuantum bilgisayarlarla bizim bilgisayarlarımız arasındaki temel fark çalışma prensibine dayanıyor. Peki, bizim her gün her işimizi gören bu bilgisayarların çalışma prensibi nedir?

Shakespeare aslında tamamen mantıksal ve rasyonalist bi şekilde “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.” satırlarını yazmıştı. Kendisi de bu felsefi bakış açısının bazı teknolojik çalışmalara yön vereceğini pek düşünmemiş olsa gerek. Ancak bu varoluşsal mantık uzun zamandır kullandığımız bilgisayarların temelini ve arka planını oluşturuyordu. Bizim bilgisayarlarımız tıpkı Hamlet’in düştüğü ikilem gibi varlıktan veya yokluktan yani 1 veya 0’dan oluşuyor. Bilgisayarlarımız ise bu 1 ve 0’ları İngilizce’de ikili rakam anlamına gelen “Binary Digit”in kısaltılmış olan bitleriyle oluşuyor. Bu bitlerden 8 tanesi yan yana gelerek de “byte”ları oluşturuyor. Bu ikili sistem, Alan Turing ve John Van Neumann gibi bilim adamlarına dayandırılsa da daha eskiye, ta Shakespeare’e dayandığı açık.  

Yaptığımız her işlemde, klavyede tuşa her basışımızda, hesap makinasının işlem hızına hayran kalırken, her satır kodu yazarken arka planda heyecan verici şeyler oluyor. Bilgisayardaki her hareketimiz tahmin bile edemeyeceğimiz hızlarda 1’lere ve 0’lara dönüşüyor, sonrasında bilgisayar için anlamlı satırlar oluşturuyor. İşte tam da bu noktada kuantum mekaniği olmak ya da olmamak ikileminin ortasına ikisinin arasında olabilme özgürlüğünü katıyor. Her şeyin aslında ak ile kara gibi, iyi ile kötü kadar keskin çizgilerle ayrılamayacağını, 1 ve 0’dan farklı değerlerin de olduğunu iddia eden, klasik fiziğin belirlediği yasalara bazı noktalarda aykırı bir bilim akımı ortaya çıktı. Kuantum mekaniği bütün olayı çığırından çıkardı, bilgisayarları 1’lerin ve 0’ların tahakkümden çıkardı. Çünkü kuantum mekaniğinin sağladığı bazı özel durumların, bu durumu yakalamanın bir yumurtayı kalem üzerinde sabit durdurabilmekten de zor olduğu biliniyor, bitlerin durumunu değiştirebiliyor. Normal bitlere benzemeyen kuantum bitleri (Qubit) bildiğimiz 1 ve 0’lardan farklı olarak bitlerin aynı anda hem 1 hem de 0 olmasını sağlayabiliyor.

İyi Güzel de Ne Faydası Var?

Aslında çoğumuzun sandığının aksine kuantum bilgisayarlar yaptığımız normal işlemlerde şu anda kullandığımız bilgisayarlardan çok da farklı bir hızda çalışmıyor. Bunun yanında kuantum bilgisayarın ileri düzeyde işlemlerde –normal bitli bilgisayarların çok zorlanacağı düzeyde– çok daha hızlı çalışabileceği vurgulanıyor. 2009’da dijital ortamda üretilen içerik 0.9 zettbyte iken 2020 yılında bu verinin büyüklüğünün 36 zettbyte’a kadar çıkacağı öngörülürken bu kadar büyük verilerde kuantum bilgisayarların elzem hâle geldiği aşikâr. Hızının yanında hangi işlemlerde daha faydalı olabileceği hâlâ büyük bir muamma, yani bu bilgisayarlara doğru soruların sorulması gerekiyor. Bu noktada IBM bu soruna daha rahat çözüm üretebilmek adına hepimizi heycanlandıran bir adım atmış durumda. IBM kendi kuantum bilgisayarını kısa bir eğitimin ardından size bulut hizmeti olarak sunuyor. En önemlisi gidip herhangi bir yerden kuantum bilgisayar almanıza gerek yok! IBM bu şekilde doğru soruları bulma noktasında bütün insanların düşünce şekillerini de kullanabilme olanağına sahip oluyor.

Bu Gidiş Nereye?

Kamuoyunca bilinen ilk çalışmalar çok da eskiye değil, 2012’ye dayanıyor. İlk olarak bir oda büyüklüğünde olan  kuantum bilgisayarlar gittikçe küçülüyor. Çok tanıdık geldi değil mi bu hikaye? Bir odadan başlayan bir serüven daha geliyor işte. İlerinin teknolojisi, nano boyutlara inip ceplerimize girmeyi bekliyor. Herkes kendini bu muhteşem geleceğe hazırlasın

İZLE:

 “Quantum computing explained in 10 minutes”

>>> bit.ly/2W7W9SX

OKU:

Quantum Computing

Muhammed Yusuf Alkuş