SABAH NAMAZINA KALKAN ADAMLAR
Dış dünyaya yapmak istediğimiz operasyonları kendi iç dünyamıza yapmadığımız sürece yürüdüğümüz yol hep çıkmaz olacak. İçini imar etmeyenlerin, dış dünyayı imha edecekleri hepimizin bildiği bir gerçektir. O yüzden ilk darbeyi Filistin’i işgal eden Yahudi’den önce, içimizi işgal eden Yahudi’ye vurmalıyız. O yüzden Amerika’nın kolunu kesmeden önce, Amerikalı gibi davranan kolumuzun önünü kesmeliyiz. O yüzden Rusya’nın başına çorap örmeden önce, kendi başımıza başörtüsünü örtmeliyiz. Diğer türlü yapacağımız işler başarıya ulaşmayacaktır, ulaşsa bile kalıcı olmayacaktır.
İşte içimizdeki Yahudi’yi, münafığı, Amerika’yı, Rusya’yı, Çin’i yere devirmek için yapacağımız ilk hamle sabah namazı hamlesidir. Çünkü kışın soğuk zamanlarda, yazın kısa gecelerde, uykunun en tatlı noktasında, normal şartlarda 10 kilo gelen yorganın sabah namazı şartlarında 110 kilo geldiği saatlerde, riya olasılığının sıfıra yakın seyrettiği zaman dilimlerinde kim yatağını terk edebiliyorsa gözüne de, kulağına da, eline ayağına da, diline de hâkim olacak olan odur. Odur sosyal medyanın esiri olmayacak olan. Odur derdi ve davası olan. Odur dünyanın en ücra köşesinde Müslümanın derdine gözyaşı akıtan. Odur kâfire karşı fikrini bileyen. Odur sözcükleri, kelimeleri mermi niyetine kullanan. Odur bir erkeğin veya kızın peşine hayatını heder etmeyecek olan. Putlaştırmayacak olan, hakikati tanıdıktan sonra insanları hakikate göre değerlendirecek olan odur. Çünkü sabah namazı bir kulun, kulluk imtihanındaki en önemli antrenmanıdır. Bu antrenmanda başarılı olan bir kulun yer yer ayağı kaysa da ayağa kalkmasını bilecektir. Mesele sabah namazına kalkan adam olabilmekte.
- Çünkü sabah namazına kalkan adamları korkutabilecek füze, tank, uçak, gemi daha icat olmadı, olmayacak da. Çünkü gecenin karanlığında yalnız Allah korkusuyla yatağını terk eden birini Allah’ın gazabından başka bir şey korkutamaz.
- Çünkü sabah namazına kalkan adamların plansız, programsız işleri olmaz. Bütün plan ve programlarını sabah namazı üzerine bina ederler ve sabah namazından daha sağlam bir temel olmadığını da en iyi onlar bilirler.
- Çünkü sabah namazına kalkan adamların umudu bakidir. Her gecenin bir sabahı olduğunu bilirler. Her gecenin sabahını gözlerler. Her sabah yeniden doğar, her sabah yeni bir heyecanla güne başlarlar. Sabah namazını kaçırmadıkları sürece sabah namazına kalkan adamların moralini bozacak hiçbir ana haber bülteni yoktur.
- Çünkü sabah namazına kalkan adamlar güneş kadar dakik ve güneş kadar parlaktırlar. Onların söz verip sözünde durmadığını gören olmamıştır. Onlar etraflarına ışık saçarlar. Onları gören Allah’ı hatırlar. Onlarla olan yolunu şaşırmaz. Onlar zamanı yıllara, aylara, günlere göre değil, saniyelere göre yaşarlar.
- Çünkü sabah namazına kalkan adamlar ömür sermayesi üzerinde kumar oynamazlar. Bir günde bir defa sabah namazı kılındığını bildiğinden, bu hayatında bir defa yaşanacağını bilir. Bir defa yaşanacak olan hayat üzerinde de bahis oynamaz. İşini olabildiğince garanti yapar. Misafir olduğunu bilir, ev sahibi olan Allah’ın kurallarına göre yaşar.
- Çünkü sabah namazına kalkan adamlar kaba konuşup kalp kırmaz. Gecenin sessizliğinde secdeye koyduğu alnın bile alt komşuyu rahatsız etmemesi için dikkat eden biri, konuşurken bağırmaz, bağırırken de konuşmaz.
- Çünkü sabah namazına kalkan adamlar tartışmazlar. Onlar sabah namazına kalkanların Allah’ın himayesinde olduğunu bilirler. Bu yüzden de karşısındaki herkesi sabah namazı kılmış biri olarak görür ve tartışmaz.
- Çünkü sabah namazına kalkan adamlar sabah namazını kaçırdığında dünya başından aşağı yıkılır. Çünkü onlar sabah namazının iki rekât sünnetinin yer ve gökler arasındaki her şeyden daha hayırlı olduğunu bilir.
- Çünkü sabaha namazına kalkan adamlar boş konuşmaz, boş bakmaz, boş dinlemez. Çünkü onlar yeryüzünün uyuduğu vakitte yeryüzünü ayağa kaldırmak için sabah namazına kalkan adamlardır.
- Çünkü sabaha namazına kalkan adamlar Allah’ı az zikretmezler. Çünkü onlar münafık değildirler. Münafıklara en zor gelen namaz sabah namazıdır ve münafıklar Allah’ı az zikrederler. Bu yüzden sabah namazına kalkan adamların dili zikirle ıslaktır. Dili gibi kalbi de zikirle ıslaktır.
Sabah namazına kalkan adamlar bu ümmetin süper kahramanlarıdırlar. Onları cephede de camide de en önde görürsünüz. Onlar bir daha günah işlemek için tövbe etmezler. Bir daha günah işlememek için tövbe ederler. Onlar süper kahramandırlar. Başka bir Müslüman’ın nefsini kendi nefsine tercih ederler. Onlar süper kahramandırlar. Gecenin karanlığını secdeleriyle aydınlatırlar. Mazlumalar için güneşin doğması gibi sabah namazıyla doğarlar. Örümcek adam gibi binadan binaya atlamazlar belki ama ondan daha zoru olan gönülden gönüle girerler. Süpermen gibi duvarın arkasını göremezler belki ama ondan daha zoru olan olayların arkasını görürler. Çünkü sabah namazına kalkan adamlara Allah azze ve celle basiret ve feraset verir. Onlar süper kahramandırlar. Çağ açıp çağ kapattılar. Dünyanın en büyük devleti olan Roma’yı dize getirdiler. Ayaklarında yırtık çarıklarla devrin en büyük ikinci devleti olan İran’ı hizaya getirdiler. Çünkü sabah namazına kalkan adamlar önce kendi içindeki Allah korkusunu, cennet heyecanını ayağa kaldırmış adamlardır.
Bu ümmet o süper kahramanları bekliyor. Dillerde “bir sabah gelecek kardan aydınlık” parçasıyla camiden çıkıp cepheye gideceğimiz, önce evlerimizde sonra sokaklarımızda İslam’ın hâkim olduğunu günleri süper kahramanlarla görebiliriz. Ne kadar süper kahramanımız var? Bu sorunun cevabını da bir sabah yapacağımız anketle bulabiliriz.
FATİH SULTAN SEMİZ