Yine bütün gün camın önünde oturmuş, güneşin batmasıyla gözünü nihayet yoldan alabilmişti. Yerinden yavaşça kalkıp mutfağa gitti. Gözü ninesini aradı...
Oku
İstanbul’da Balat sokaklarında gezerken ya da Galata sokaklarının derinlerinde kaybolurken tablo gibi araya serpiştirilmiş görkemli, şato misali, zihinde Harry Potter...
Oku
Vakitlerle yakutlar elde edilir fakat yakutlarla vakitler elde edilemez. Nasihat diyeceğim, tüylerin diken diken olacak biliyorum. Büyüklerin yanlış zaman...
Oku
Eleştirmek için yaratılmadık. Eleştirmeyi öncelik hâline getirdiğimiz için eleştirilmekten çekinir bir ruh hâline evrildik. Oysaki akıl hayatı görmeyi sağlarken, din...
Oku
Yaşadığımız topraklarda bir zamanlar Osmanlıca diye bir dil vardı. Belki konuya şuradan başlamalıyız: Osmanlıca mıydı o ve bir dil miydi?...
Oku
Binlerce yıllık geçmişi olan paradokslar, insanların kafasını devamlı meşgul etmiştir. Aslında “doğru” gibi görünen bir önerme veya fikir, tamamen...
Oku
Biliyorsunuz arkadaşlar, ortalık bilgi kirliliğinden geçilmiyor. Bu bilgi kirliliği radyasyon gibi bir şey; zararlı olduğunu fark etmiyoruz, anca zehirlendikten sonra...
Oku
Gündüz mü gece mi ayırt edemiyorum artık. Her yan kapkaranlık sanki. Belki rüya görüyorum ya da kâbus mu demeliyim? Bağırmak...
Oku
18 Mayıs 1944 gecesi, sabaha birkaç saat kala, Josef Stalin’in emriyle Rus askerleri Kırım’daki evlerin kapılarını vuruyordu. Evin erkekleri yine...
Oku
Masanın başında uyuyakalmışım. Bebek ağlamasına benzer bir sesle kalktım. Kafamı üzerine koyduğum kitapların deseni bir ressam ustalığıyla yüzüme çizilmiş. Başım...
Oku